Vitiligo dünyada oldukça sık görülen bir deri hastalığıdır. Hastaların yarısında 20 yaşından önce başladığından, çocukluk çağında önemli bir problem olarak ortaya çıkabilmektedir. Vitiligo, deride tebeşir beyazı veya süt beyazı renginde, yuvarlak veya oval, birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişen boyutlarda, keskin sınırlı beyaz alanlar şeklinde görülür. Yüz, göz çevresi, el ve ayak üzerleri ve gövde en sık etkilenen bölgelerdir. Hastalığın nedeni olarak genetik yatkınlığın yanısıra, deriye rengini sağlayan pigment hücrelerinin yıkımına yol açan otoimmün, nöral veya ototoksik olayların rol oynadığı düşünülmektedir.

Vitiligo başladıktan sonra bazı durumlar tetikleyici olabilir; güneş yanığı veya diğer travmalar, kimyasal maddelerle temas, stres gibi. Bu faktörlerden kaçınılması hastalığın seyrini etkiler. Ayrıca ailede vitiligo öyküsü varsa hastalık daha hızlı yayılabilir ve tedaviye daha dirençli olabilir. Başta otoimmün tiroid hastalıkları olmak üzere, hastalığa eşlik edebilen diğer hastalıklara ait klinik ve laboratuar değerlendirmeleri de yapılmalıdır.

Vitiligolu tüm hastalarda etkinlik gösteren tek bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Farklı tedavi yöntemleri, farklı hastalarda, farklı oranlarda başarılı olabilmektedir. Ortalama %75’in üzerinde deri renginin geri dönmesi başarı olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu orana ulaşmak için uzun vadeli tedaviler, düzenli takip ve sabır gerekir.

Tedavi seçimi, hastanın yaşına, lezyonun yerleşim yerine ve yaygınlığına göre yapılmalıdır. Tedavi yönteminin belirlenmesinde kişinin istekleri de önemlidir. Bazı hastalarda yalnızca güneşten korunma ve kozmetik kapama uygulanabilmektedir. El ve ayaklarda, göz çevresinde yerleşen vitiligo tedaviye en zor cevap verir, tedaviye en iyi cevap ise yüz ve boyundaki tutulumlarda elde edilir.

İnternet Sitesi Aydınlatma Metnine ulaşmak için tıklayınız.