Akne (Sivilce) ve Beslenme İlişkisi

Yetişme çağındaki gençlerin yaklaşık % 80-90’ı değişen şiddetlerde seyreden sivilce (akne) sorunu yaşamaktadır. Günümüzde yetişkin yaşlara kadar devam eden veya yetişkin yaşta başlayan akneye de rastlanmaktadır.

Akneli hastalarımın bana en sık sorduğu sorulardan biri beslenme tarzı ile hastalığın arasında bir ilişki olup olmadığıdır. Son yıllara kadar böyle bir ilişkiye dair bilimsel kanıtlar olmadığından bazı gıdaların akneyi alevlendirdiğini gözlemlesek bile net cevaplar veremiyorduk. Ancak son yıllarda beslenme tarzı ile aknenin şiddeti ve seyri arasındaki ilişkiler yapılan çalışmalarla netlik kazandı ve bu çalışmalar devam ediyor.

Bu konudaki en önemli gözlem kırsal kesimde daha doğal beslenen kişilerin kentlere göç etmesi sonucu beslenme tarzlarının değişmesi ve gazlı içecekler, kırmızı et, süt ve süt ürünleri, işlenmiş gıdalar, nişasta ağırlıklı besinlerle beslenmenin artmasına paralel olarak akne görülme sıklığının da artmasıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda süt ürünlerinin ve yüksek glisemik indeksli gıdaların akne riskini artırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Günde 3 bardak süt içen gençlerle haftada bir bardak süt içen gençler karşılaştırıldığında çok süt içenlerde % 44 oranında daha fazla ve şiddetli akne geliştiği gösterilmiştir. Bu riskin süte geçen hormonlarla ilgili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca sütün insülin salınım kapasitesine sahip olduğu da gösterilmiştir.

Glisemik indeks, başlıca karbonhidrat içeren değişik yiyecek ve yiyecek kombinasyonlarının kan şekerini yükseltmesi anlamına gelir. Sürekli yüksek karbonhidratlı ve yüksek glisemik indeksli gıdalarla beslenmek insülin direncine neden olur. İnsülin, kanda bir büyüme faktörü olan insülin benzeri büyüme faktörünü harekete geçirir, o da androjenin etkisini (testosteron) artırır ve aknenin oluşum mekanizmasında hormona bağlı değişikliklerin etkili olmasına neden olur, ayrıca gözenek tıkanmasının mekanizmasını da tetikler.

Bunun yanısıra omega-6 yağ asitlerinin fazla tüketilmesi akneyi artırabilirken, omega-3 yağ asitleri aknede azalmaya yol açabilir. Endüstriyel hazır beslenmede omega-3 alınımı azalıp, omega-6 alınımının artması akneyi tetikliyor olabilir.

Bu bilgiler ışığında akneli hastalarda glisemik indeksi düşürmek yararlıdır. Çalışmalar düşük glisemik indeksle beslenmenin serum testosteron seviyesini ve açlık kan şekerini düzenlediğini gösterilmiştir, bu da sebum (deri yağı) miktarının ve gözenek tıkanmasının düzenlenmesi ile aknenin şiddetinde azalmaya yol açarak olumlu etki yapmaktadır.

Özetle aknede önerilen beslenme şekli; işlenmiş gıdalardan uzaklaşmak, rafine şeker, süt ürünleri, rafine yağlardan kaçınmak, taze meyve ve sebze, yağsız et, balık ve deniz mahsülleri tüketmek şeklindedir.

İnternet Sitesi Aydınlatma Metnine ulaşmak için tıklayınız.